Engin Turgut’75 Anısına
TED Ankara Kolejinden 1975, ODTÜ Ekonomi Bölümünden 1980 yılında mezun
olan Engin Turgut, yirmi yılı aşkın bir süre Mağdenli şirketler Grubunda yönetici
olarak çalışmıştır.
Uzun yıllar Türk Eğitim Derneği’nde Yönetim Kurulu üyesi, TED Ankara Koleji
Mezunları Derneği ve TED Ankara Kolejliler Spor Kulübü yönetimlerinde şerefle
görev yapmış olup son olarak TEDFED Başkan vekili ve TED Ankara Kolejliler Spor
Kulübünde Denetleme Kurulu Başkanı olarak Camiamıza hizmet etmiştir.
20 Şubat 2015 tarihinde aramızda ayrılan Turgut, Evrim Turgut’un sevgili eşi, Ece
ve Eda Turgut’un kıymetli babalarıdır.
70 71
Ben giderim adım kalır,
Dostlar beni hatırlasın.
Düğün olur, bayram gelir,
Dostlar beni hatırlasın.
Aşık Veysel
Sivil toplum kuruluşlarında gönüllü çalışmak bir bilinç işidir. İnsanlığı, vatanını, camiayı candan sevmeyi gerektirir. Ben dünyaya ne verebilirim
sorusunu sorarak başlarsınız işe!
Kimimiz aidat ödeyerek katkıda bulunuruz, vakit ayırabilen vaktini, emeğini esirgemeyen yüreğini koyar ortaya. Bir elin nesi var diyerek, kendimiz
gibi düşünenlerle bir araya gelip farkındalık yaratmaya çalışırız; fark yaratabilmek için…
Ne yazık ki, bu yürekli adamlardan birini Şubat ayında kaybettik: Engin Turgut’75
Benjamin Franklin demiş ki “Öldükten sonra unutulmak istemiyorsanız, ya okunmaya değer bir kitap yazın ya da yazılmaya değer işler başarın.”
Şubat ayından bu yana her yayın kurulu toplantısında anıyoruz Engin Turgut’u. Adı, sporsever kolejlilerin, Sanatsever kolejlilerin, yönetimdekilerin,
federasyondakilerin dilinden düşmüyor.
Dostlarından bir kaçının anılarını paylaşmak istedik sizlerle…
”GÜZEL KARDEŞİM…”
2014 Ocak ayında yapılan TED Ankara Koleji Mezunları Derneği Genel Kurulu’ndan önce, muhtemelen Kasım-Aralık 2013 aylarında yapılan ilk tanışma
toplantısında masada yer alan tanımadığım kişileri tanımaya çalışıyordum.
Şık ve zarif giyimiyle, kendinden emin dik duruşuyla, babacan ses tonu ve kibar hitabıyla sevgili Engin hemen dikkatimi çekmişti. Camiada hep görüyor
ama tanımıyordum. Toplantı bitince yanına gidip, kendimi tanıttım, tokalaştık ve ”Siz hangi dönemdensiniz?” dedim. O da kendisini tanıtıp ”Ben “75
mezunuyum, peki sen kaç mezunusun?” diyerek ”Sen” hitabıyla dostluğumuza ilk adımı kendisi atmış oldu.
O günden sonra çok sık görüşmeye başlamıştık. Hem bilgi alış verişi yapıyor, hem de çok güzel muhabbetlerimiz oluyordu.
Seçim sonrası yapılan Tanışma Toplantısında ise birçok ortak noktalarımız ortaya çıktı. Sevgili Cengiz Bıçakçıoğlu ud ile müzik ziyafeti verirken, bir baktım
Engin’le kendimi sahnede buldum ;)) ve birlikte geç saatlere kadar şarkılar söyledik.
Daha sonraları ise; Derneğimizin önemli Projelerinden biri olan ”Sahne Sanatları Proje Grubu’nda birlikte çalıştık. İlk toplantımızda konuştuklarımızı
not edecek içimizden bir sekreter gerekiyordu. Ben o gün çok yorgundum ve ”Ne olur biriniz sekreterlik görevini alsanız” dedim. Daha sözüm bitmeden
”Tamam Güzel Kardeşim, ben yazarım” demişti. Problem çıkarmaz, olan problemi de o anda çözerdi.
Onunla birlikte olup faaliyetler yapmaktan, muhteşem muhabbetlerimizden hep mutlu oluyordum. Çünkü; ortamı anında rahatlatıp neşeye boğan,
pozitif insan Engin TURGUT herkesi kucaklamasını, kaynaştırmayı çok iyi biliyordu.
Sevgili Engin TURGUT, birlikte başladığımız ve içinde çok emeğin olan Tiyatro-Koro gibi projelerimiz başarıyla devam ediyor. İlk gösterilerimizi izlediğini
biliyorum…
Sözlerimi senin hep kullandığın sözle bitirmek istiyorum;
”Güzel kardeşim, rahat uyu, nur içinde yat…”
A. Haşmet Kasapoğlu’79
TEDFED
Engin abi sadece benim değil, görev aldığımız dönemlerde hem spor kulübünde hem Türk Eğitim Derneğinde, herkesin çok sevgiyle saygıyla andığı çok
değerli bir kardeşimiz, abimizdi. Daha sonra Federasyonun kurulması aşamasında da beraber olduk. Ne acıdır ki çok genç yaşta kaybettik.
Engin abi, bu camiada hakikaten yeri doldurması güç olan birisidir. Kendisini bu vesileyle saygıyla anıyorum. İnşallah çocukları onun yolundan gider ve
camia içinde hizmet etmeye devam ederler diyorum.
Engin abiden bahsederken Rahmetli Mehmet Mağdenli’yi de unutmamak lazım. İlk görev aldığım sıralarda bizi çok destekleyen, çok saygı duyduğum
bir büyüğümüzdü, kendisini de çok erken yaşta kaybettik. Mağdenli’nin kaybı camiamız açısından çok büyük bir kayıptır. Zaten Engin abi de Mehmet
Mağdenli’nin bize emanetiydi. Kendisinin bulunamadığı toplantılarda, etkinliklerde muhakkak Engin ağabeyin aramızda bulunmasını ister ve onu çok
sever, güvenirdi. Engin abiyi tanıdıktan sonra onun ne kadar haklı olduğunu gördük. Bu dönemde birçok arkadaşımızı, büyüğümüzü kaybettik. Hepsini
rahmetle, saygıyla anıyorum.
Sunullah Salırlı‘80
Sevecen, adam gibi adam, yüzünden gülümsemenin hiç eksik olmadığı değerli Engin abi.
Güzel bir sanat etkinliği olan koro çalışmalarında seni tanımak şansına eriştim. Günler geçtikçe şahsına karşı duyduğum sevgim ve saygım arttı.
Koro provaları sonundaki sohbetlerimiz, yediğimiz yemekler bizler için unutulmayacak anılar oldu. Abiciğim, “DENİZ ÖZME FAZLA DA GEZME BABANI DA
ÜZME” diye bana takılırdın her zaman. Gülümsememe neden olurdun.
İyi ki seninle bu güzellikleri ve de dostlukları yaşadık. Sen Okulumuza yürekten inanan, gerçek bir Kolejliydin… Ankara Kolejlilerin organize ettiği tüm
oluşum ve etkinlikleri içtenlikle destekler ve bunlara her zaman katılmaya özen gösterirdin…
Engin abi, sporcu kimliğinle de tanıdık seni… Kolejimizin basketbol takımına verdiğin destek unutulamaz… Seni yakından tanımamıza vesile olan tüm
Kolejli kardeşlerimize bir kez daha teşekkür ederim…
Değerli dost nurlar içinde yat… Seni hiçbir zaman unutmayacağız… Adını her zaman, sevgi ve saygıyla yaşatacağız…
Deniz Özme’81
Engin Turgut, benim yaşamımda değer verdiğim, saygı duyduğum, arkadaş olmaktan onur duyduğum bir kişiydi. Onu zamansız kaybetmemiz, herkes
gibi beni de derinden yaraladı. Engin’le çok fazla anımız var. Ama bir tanesi var ki, sonradan sık sık hatırlayıp güldüğümüz ve onu da her zaman anarken
yine gülümsememize yol açacak bir anıdır.
Türk Eğitim Derneği Yönetim Kurulu olarak üniversite kurmaya karar verdiğimiz zamanlar yaşadığımız keyifli bir olayı aktarayım. O dönem rektörlük
72 73
üzerine kendi aramızda şakalaşıp, rektör olabilmek için profesörlük şartını hatırlatıyorduk. Engin Turgut da Mağdenli şirketinin Kazakistan’daki havaalanı
işiyle ilgilendiği için sık sık oraya gidip geliyordu. Engin’e orada olduğu bir sırada telefon açarak bana bir profesörlük belgesi getirmesini söyledim. Karşı
tarafta benim isteğimi duyunca derin bir sessizlik oldu. Sessizliğinin üstüne giderek “Ne yani Engin, TED Genel Başkanı’na bir profesörlük belgesini çok
mu görüyorsun?” diye sordum. İlk andaki şaşkınlığını üzerinden atarak “Ama Başkan, bu nasıl olacak, peynir-ekmek mi alıyoruz?” diye itiraz etti. Ben
sözde ısrarımı biraz daha sürdürüp “Oranın YÖK Başkanı düzeyinde kim varsa onu yaptığınız havaalanına indirmeyeceğinizi söyleyip, benim belgeyi
ayarlayacaksınız.” deyince gülüştük.
Bu konuşmanın ardından ilk Yönetim Kurulu toplantısına geldiğinde toplantının gündem maddelerinden birinin “Sayın Engin Turgut’un Sayın Genel
KOLEJLİLER TEMMUZ 2015
Başkan’ın profesörlük belgesi ile ilgili sunuşu” olduğunu gördü. Engin’in gündem maddesini okur okumaz yüzü değişti, üstüne o gün Başkan Yardımcımız
olan Sayın Ertuğrul Dokuzoğlu’nun da “Genel Başkanımızın bir profesörlük unvanını halledemiyorsun” şeklindeki çıkışı rahmetlinin şaşkınlığını daha da
artırdı. O günkü toplantımız gülüşmeler, bu şaka üzerine Engin’in verdiği tepkiler üzerine keyifli bir sohbetle sona erdi.
Bir sonraki toplantıya bu sefer Engin, bir sürprizle geldi. Elinde Rusça hazırlanmış “çakma” bir profesörlük belgesi, Türkçe tercümesi ve bazı belgeler vardı.
Bana verirken fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmedi. Hatta hazırladığı belgeyi bir anı olarak saklıyordum. Büroda evrakları karıştırırken karşıma çıkınca
“Aman sahte profesör belgesi diye başımız ağrır, bunun şaka olduğunu anlatamayız” deyip belgeyi attırdım.
Engin’le paylaştığımız birçok keyifli anıdan sadece bir tanesiydi anlattığım. Kendisini her zaman çok özleyeceğiz. Sevgili dostumuz, huzur içinde yatsın.
Selçuk Pehlivanoğlu’81
Hayatın adaletini sorguladığımız anlar çoktur insan hayatında. Ölüm, bu sorgulamanın en yıkıcı ve acı olduğu durumdur. Bazen bu sorgulama bir isyana,
haykırışa hatta Yaradanın bile sorgulandığı, son derece acı veren, içinden çıkılamayan bir duruma dönüşür. Çok sevdiğim birinin zamansız ölümü bende
bu haykırışa sebep olmuştur. Babamı, genç sayılacak yaşta kaybettiğimde yaşadım bu durumu, bir de yıllar sonra da sevgili Engin Abimi kaybettiğimde.
Çok ironiktir; İkisi de hemen hemen benzer yaşlarda, aynı amansız hastalık nedeniyle, bir çırpıda ayrıldılar aramızdan. Doyamadan! Babamdan sonra
gözyaşı dökmem herhalde demiştim. Yanılmışım!
Engin Abimle yıllarca TED Ailesi içinde beraber bulunduk. Spor Kulübünde birlikte görev yaptık. Çok neşeli insandı. O kadar güzel anlatırdı ki hikâyeleri,
aynı olayı defalarca dinler, her defasında ilk kez duyuyormuş gibi, kahkahalarla gülerdim.
Basketbol takımına her sene oyuncu transferi zamanında gelirdi kulübe, “Şöyle ŞAKIR ŞAKIR şut atan bir oyuncu alalım derdi”, Clay TUCKER’ı aldık, dönem
dönem attı da şutları. Çok iyi adam işletirdi, spor kulübü zamanında beni bir işletişi vardır ki hâlâ hatırlar, arkadaşlarla güleriz. Ama sizinle paylaşamam
burada; herkese rezil olurum.
Selçuk Pehlivanoğlu bana “TEDFED’i kurduk başında seni görmek isterim” dediğinde tek koşul rica ettim kendisinden. Engin Turgut yanımda olsun. Benim
için önemli bir yol göstericiydi. Işığımdı adeta. Sadece iş ile ilgili değil hayata dair de çok şey öğrendim ondan. Spor kulübünden sonra beraber çalıştığımız
bu kısa dönemde çok keyifli günler geçirdik. Hiç unutamam TEDFED için CV’ler hazırlanıyor. Ben CV sonunda yazmışım “evli ve 2 çocuk babası” diye.
Telefon çaldı, eşim beni fırçalıyor. “Ne biçim CV hazırlamışın git Engin Abinden feyz al” diye. Açtım onun CV’sini. Adam yazmış “22 yıldır Evrim Turgut’un eşi,
Ece ve Eda Turgut’un babasıyım” diye. İşte böyle ince bir adamdı Engin Abi. Hemen aradım, “Abim senin bu yaptığını insan düşmanına yapmaz, madem
öyle yazacaktın bir arasaydın bize de yol gösterseydin. Hanım fena fırçaladı beni.”
Yetiştirdiği iki pırlanta gibi kız Engin Abimizi her zaman layıkıyla yaşatacaklar. Sevgili Evrim, Ece ve Eda’ya sabır diliyorum.
Güle güle Engin Abi, mekanın cennet olsun demeyeceğim çünkü eminim oradasın. Umarım ileride orada yine bir araya geliriz.
Kemal Yüce’85
Engin Ağabey,
KolejIn’ de Mezunlar Derneği seçimi öncesi Emre ve bana söylediklerini, öğütlediklerini kızlarımızı her mıncıkladığımızda hatırlıyoruz, yüzümüze yayılan
sıcak gülümsemeyle. Hepimizin kalbine dokundun! Ruhun şad olsun…
Gamze Demiröz İlalan’87
72 73
Nur içinde yat Engin Abi! Unutmayacağız…